Karanlık Mod
14-05-2025
Logo
Ders: 5 – Yasin Suresi – 33-35. Ayetlerin Tefsiri, Yemekten Önce Besmele İle Şükretmek
   
 
 
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla  
 
Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’adır. Salât ve selam güvenilir ve sözünün eri olan Hz. Muhammed (s.a.v.)’e olsun. Allah’ım senin öğrettiklerin dışında ilmimiz yoktur, her şeyi hakkıyla bilen ve hakîm olan sensin. Allah’ım, bize faydalı ilmi öğret, öğrendiklerimizden de faydalanmayı nasip et, ilmimizi arttır. Bize hakkı hak olarak göster ve bizi ona tabi olmakla şereflendir, batılı da batıl olarak göster ve bizi ondan sakınmakla rızıklandır. Bizi sözü işitip ona en güzel şekilde tabi olanlardan eyle, rahmetinle salih kulların arasına kat.
Değerli kardeşlerim, Allah Teala Yasin Suresi’nin 33. Ayetinde şöyle buyuruyor:

﴾ وَآيَةٌ لَهُمُ الْأَرْضُ الْمَيْتَةُ أَحْيَيْنَاهَا وَأَخْرَجْنَا مِنْهَا حَبّاً فَمِنْهُ يَأْكُلُونَ (33) ﴿

[ سورة يس ]

 “Ölü toprak onlar için bir delildir. Biz, onu diriltir ve ondan taneler çıkarırız da onlardan yerler.”  

[ Yasin Suresi: 33 ]


Ayet Allah Teala’nın varlığının, mükemmelliğinin, birliğinin, yüceliğinin, rahmetinin, ilminin, kudretinin ve bize olan sevgisinin bir delilidir. Cenab-ı Hak buyuruyor ki:

﴾ وَآيَةٌ لَهُمُ الْأَرْضُ الْمَيْتَةُ أَحْيَيْنَاهَا ﴿

[ سورة يس ]

 “Ölü toprak onlar için bir delildir. Biz, onu diriltiriz”  

[ Yasin Suresi ]


Üzerine su indirdik ve o büyüdü, gelişti, bizler için bir hayat kaynağı oldu. Buğday, mercimek, arpa, bunların hepsini yiyoruz. Allah Teala buyuruyor ki:

﴾ وَأَخْرَجْنَا مِنْهَا حَبّاً فَمِنْهُ يَأْكُلُونَ (33) ﴿

[ سورة يس ]

 “Ve ondan taneler çıkarırız da onlardan yerler.”  

[ Yasin Suresi ]


Buğday gibi stratejik ürünler vardır, onlar insan hayatının temelidir. Yine Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

﴾ وَجَعَلْنَا فِيهَا جَنَّاتٍ مِنْ نَخِيلٍ وَأَعْنَابٍ وَفَجَّرْنَا فِيهَا مِنَ الْعُيُونِ (34) ﴿

[ سورة يس ]

 “Biz, orada hurmalıklardan ve üzüm-bağlarından bahçeler kıldık ve içlerinde pınarlar fışkırttık”  

[ Yasin Suresi: 34 ]


Başka bitkiler ve meyveler de var; elma, üzüm… Parlak renklere, hoş kokulara ve güzel tatlara sahip güzel ağaçlar. Allah Teala buyuruyor ki:

﴾ وَفَجَّرْنَا فِيهَا مِنَ الْعُيُونِ (34) لِيَأْكُلُوا مِنْ ثَمَرِهِ وَمَا عَمِلَتْهُ أَيْدِيهِمْ أَفَلَا يَشْكُرُونَ (35) ﴿

[ سورة يس ]

 “Meyvelerinden yesinler diye biz orada hurmalıklar, üzüm bağları var ettik ve içlerinde pınarlar fışkırttık. Bunları onların elleri yapmış değildir. Hâlâ şükretmeyecekler mi?”  

[ Yasin Suresi: 34-35 ]


Kesin olarak bilmelisiniz ki, bir elma satın aldığınızda aslında onun hizmetinin bedelini ödersiniz. Aslında onun bir bedeli yoktur veya bedeli ölçülemez. Tüm dünyadaki insanlar toplansa ve bir elma yapmak isteseler, yapamazlar. Tüm bitki çeşitleri, sebzeler, meyveler, mahsuller… Peki, çiftçi ne yapar? Toprağa tohum atar ve bu tohum çok incelikli bir canlıdır. Tohum satan kişi size der ki: Bu tohum soğuğa dayanıklı, erken üretilmiş, asit oranı yüksek, sık dokulu, çok miktarda doku maddesi barındıran ve az sulu bir türdür. Bu ihracat için, bu tüketim içindir. Mesela kaç çeşit domates vardır? Çok fazla… Bir bitki tohumu satıcısının önünde dursanız ve size salatalık tohumu vermesini isteseniz size der ki: Bu tohum pahalıdır, çünkü erken üretilir, zira salatalık tohumu uzun ve güzeldir, parlaktır ve böceklere karşı dayanıklıdır. Ve size birkaç özellikten bahseder ve her özellik tohumun yapısında programlanmıştır. Ne kadar çok üzüm çeşidi vardır, üç yüz çeşit üzüm, dört bin beş yüz çeşit buğday… yetmiş bin çeşidi olan bir saat var. Peki, bazı süs bitkilerinin bir gramında yetmiş bin tohum olduğuna inanabiliyor musunuz? Her tohum bir embriyo, bir kök ve bir molekül barındırır ve yaklaşık beş bin program içerir. Tohumlar alemi başlı başına bir dünyadır. Amerika tohum konusunda Hollanda’nın elli yıl gerisindedir. Şu anda melezleme ve aşılama çok garip şeylerdir ve yıllardır Ziraat fakültelerinde okutulmaktadır. Allah Teala bu durumu tek kelimeyle özetliyor ve şöyle buyuruyor:

﴾ وَآيَةٌ لَهُمُ الْأَرْضُ الْمَيْتَةُ أَحْيَيْنَاهَا وَأَخْرَجْنَا مِنْهَا حَبّاً فَمِنْهُ يَأْكُلُونَ (33) وَجَعَلْنَا فِيهَا جَنَّاتٍ مِنْ نَخِيلٍ وَأَعْنَابٍ وَفَجَّرْنَا فِيهَا مِنَ الْعُيُونِ (34) لِيَأْكُلُوا مِنْ ثَمَرِهِ وَمَا عَمِلَتْهُ أَيْدِيهِمْ أَفَلَا يَشْكُرُونَ (35) ﴿

[ سورة يس ]

“Ölü toprak onlar için bir delildir. Biz, onu diriltir ve ondan taneler çıkarırız da onlardan yerler. Meyvelerinden yesinler diye biz orada hurmalıklar, üzüm bağları var ettik ve içlerinde pınarlar fışkırttık. Bunları onların elleri yapmış değildir. Hâlâ şükretmeyecekler mi?” 

[ Yasin Suresi: 33-35 ]


Resulullah (s.a.v.) tarafından yemek yemeden önce Allah’ın adını zikretmek ile emrolundunuz. Çünkü bu meyveyi yediğinizde onu yapan siz değilsiniz, onu yapmak sizin güç ve kudretiniz ile mümkün değil. Size değeri elli milyon lira olan, içi eşya ile dolu bir ev versek, sonra da size o evin anahtarını versek, o evi yapan siz misiniz? Bir anahtar en beş lira değerinde. Ama siz asla bir şey yapmadınız. Size sadece anahtar verildi ve o eve oturdunuz. Bir bardak su taşıdığınız zaman denizlerin üzerinde parlayan güneşi siz mi yarattınız? Karaların beşte dördünü deniz olarak yaratan siz misiniz? Buharlaşma yasasını siz mi tasarladınız? Bulutları rüzgarlar vasıtasıyla uzaklara sürükleyen siz misiniz? Ki onlar soğuk yerlere gidip orada seller oldular, yağmura dönüştüler, ırmaklar, nehirler içecek temiz su oldular. Siz “Bismillahirrahmanirrahim” dediğinizde bilmelisiniz ki içtiğiniz bir bardak su sizin zekanızın, sizin gücünüzün eseri değildir. Ancak o Allah’ın kudreti, ilmi, rahmeti ve lütfu ile yaratılmıştır. İşte besmele budur. Elinize bir somun ekmek aldınız ve besmele çektiniz, bir buğday kabuğunda altı vitamin ve sekiz mineral vardır. Bir buğday kabuğunda tüm faydalı maddeler mevcuttur. Bizler açıkça cahilliğimizden dolayı hayvanlara buğdayın kepeğini yedirip kendimiz sırf nişastasını yiyoruz. Bir beslenme uzmanı diyor ki: Şu üç zehre dikkat edin: Nişastadan oluşan beyaz ekmek, tuz ve yapay şeker. İnsanlar şekeri meyve ile, beyaz ekmeği kepekli esmer ekmekle değiştirirse kendilerine bu faydalı olacaktır. Resulullah (s.a.v.)’in vefatından sonra Müslümanların ortaya çıkardığı ilk bidat unu elemek oldu. Allah Teala buyuruyor ki:

﴾ وَمَا عَمِلَتْهُ أَيْدِيهِمْ أَفَلَا يَشْكُرُونَ (35) ﴿

[ سورة يس ]

 “Bunları onların elleri yapmış değildir. Hâlâ şükretmeyecekler mi?”  

[ Yasin Suresi: 35 ]


Ve besmele çektiğinizde, su hakkında bir düşünün; Allah Teala onu nasıl bulut, yağmur ve fışkıran kaynaklar yapıyor? Fijah su kaynağı kuvvetli olduğu günlerde saniyede 32 metreküp, normal günlerde 16 metreküp, kurak günlerde ise 2 ya da 3 metreküp su veriyor. Şam şehrinde gündüzleri altı milyon insan aynı kaynaktan su içiyor, bu su kaynağı Şam’dan Humus’a, Seyfü’l-Bad’dan Lübnan’ın ortasına kadar uzanır ve akışı yıl boyunca orta şiddettedir. İşte bu suyu yaratan ve tasarlayan kimdir? Suudi Arabistan’daki arıtılmış su, insan sağlığına zararlıdır. Çünkü suda mineraller vardır. İhtiyacınız olan mineralleri içme suyundan alırsınız. Peki, bu minerallere suya karışmalarını emreden kimdir? Tahlil edilmesine kim izin verdi? Besmeledeki ilk şey, iki veya daha fazla tabak barındıran bir yemek sofrasında otururken o yemeği kimin yarattığını hatırlamaktır. Yağı kim yarattı? Tereyağı ineklerden elde edilir, peki, inekleri kim yarattı? Siz Allah’ın adını andığınızda bu nimetlere kendi gücünüz, zekânız veya kendi malınızla değil, Allah’ın kudreti, ilmi, rahmeti ve lütfuyla eriştiğinizi fark edersiniz. 

Besmelenin ikinci anlamı şudur; Allah’ın emrettiği şekilde yemek yemeniz gerekir. Yani ne bizzat kendisi ne de onunla ilgili herhangi bir şeyi haram olandan değil helal olandan yemelisiniz. Çünkü bizim için bizzat kendisi haram olan şeyler vardır, bir de onu haram kılacak şeylerle ilişkili olan yasaklar vardır. Mesela bizzat kendisi haram olan domuz etidir. Başka bir etkenle haram olan ise mesela etin helal yolla yenmemesidir. Yani parası ödenmemiş veya haram olan veya şüpheli olan bir para ile alınmış bir (dana) eti de haramdır. Bir kişi satışta hile yapıp bir et satın alsa, onu yemesi haramdır. Çünkü ödediği bedelde bir hile, aldatma ve haramlık vardır. Öyleyse hile, yalan, tekelcilik ve istismar barındıran her gelir kazanılan parayı haram kılar. Haram mal ile elde edilen her türlü et parçasına ateş daha layıktır. Besmele çektiğinizde bu nimetlere değil, onların hizmetine bedel ödediğinizi hatırlayın. Besmele haram yememek, çok yememek, israf etmemek, miktar ve çeşitte aşırılığa gitmemektir. 

Mikdam b. Ma’dikerib Rasulullah (s.a.v.)’den şöyle işittiğini söylüyor: 

(( مَا مَلَأَ آدَمِيٌّ وِعَاءً شَرًّا مِنْ بَطْنٍ حَسْبُ الْآدَمِيِّ لُقَيْمَاتٌ يُقِمْنَ صُلْبَهُ فَإِنْ غَلَبَتِ الْآدَمِيَّ نَفْسُهُ فَثُلُثٌ لِلطَّعَامِ وَثُلُثٌ لِلشَّرَابِ وَثُلُثٌ لِلنَّفَسِ ))

[ رواه ابن ماجه ]

“İnsanın doldurduğu en kötü kap midesidir. İnsana kendisini ayakta tutacak kadar yemesi yeterli olur. Eğer illa yemek zorunda kalırsa Midenin üçte birini yemekle, üçte birini suyla doldursun, kalanını da nefes için boş bıraksın"  

[ İbn Mace ]


Bismillah dediğinizde Allah’ın size verdiği nimetleri ve Allah’ın size emrettiği dini hatırlarsınız. Her yeni bir işte besmele çektiğinizde nimetleri, Allah’ın dininin hatırlar, o işe öyle başlarsınız. “Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla” der dükkânınızı açarsınız. Ve o dükkandaki her şey Allah’ın emrettiklerine uygun olmalıdır. Yine Allah Teala’nın sizi bir tüccar olarak yarattığını, size geçiminizi sağlayacağınız bir dükkân, bunun için aklî yetenekler ve deneyimler verdiğini hatırlamalısınız. Ve yine alım satımınız Allah’ın emrettiği usullere uygun olmalıdır. Zira Resulullah (s.a.v.) de böyle buyurmuştur.
İbn Şihab’dan rivayet edildiğine göre Ebu Hüreyre Resulullah (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu nakletmiştir:

(( يَقُولُ الْحَلِفُ مُنَفِّقَةٌ لِلسِّلْعَةِ مُمْحِقَةٌ لِلْبَرَكَةِ ))

[ رواه البخاري ]

 "Yemin mala rağbeti arttırsa bile bereketi götürür"  

[ Buhari ]


Ve şu ayet;

﴾ وَمَا عَمِلَتْهُ أَيْدِيهِمْ أَفَلَا يَشْكُرُونَ (35) ﴿

[ سورة يس ]

 “Bunları onların elleri yapmış değildir. Hâlâ şükretmeyecekler mi?”  

[ Yasin Suresi: 35 ]


Besmelenin ikinci anlamı şudur; Kendi elinizle yaptığınız bir kurabiyeyi yersiniz ama aslında onun içinde bulunan her şey Allah Azze ve Celle’nin yarattıklarıdır. Bunu olumsuz da anlayabilirsiniz, bir kaynak olarak da algılayabilirsiniz. Her iki durumda da hepsi Allah’ın nimetlerindendir. Hala şükretmeyecekler mi?

Metni indir

نص الدعاة

Mevcut Diller

Resmi Gizle